HABERLER
Merkez Müdürümüz Doç. Dr. Ayşe Gönüllü Atakan’dan “Kadın Emeği: Görünmeyenden Güce” Konferansı

MCBÜ Kadın ve Aile Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ayşe Gönüllü Atakan tarafından, “Kadın Emeği: Görünmeyenden Güce” konferansı gerçekleştirildi.

6 Mart 2025 tarihinde MCBÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde düzenlenen konferansa, MCBÜ İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Yurtsever, MCBÜ Kadın ve Aile Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcıları Prof. Dr. Duygu Alptekin ve Prof. Dr. Aylin Çankaya ile çok sayıda öğrenci katıldı.

Doç. Dr. Ayşe Gönüllü Atakan; çalışma kavramının ev dışında, para karşılığı yapılan faaliyetler anlamındaki dar anlamıyla kullanılmasının kadın emeğinin ücretli iş dışında kalan biçimlerini uzun zaman gölgede bıraktığını dile getirerek, “Ücretli emeğin yanında ev içi/karşılıksız emek de incelenmelidir. Gündelik hayatta bu iki emek türü iç içe geçmiş biçimde ortaya çıkar. Emek gücü taşıyıcıları, kendilerini yeniden üretmelidir; bu, kapitalizmin var olabilmesinin ön koşuludur. Feminist kuramcılar, emek gücünün yeniden üretiminde kadının oynadığı rolü ve koyduğu emeği analiz ederek kadının ezilmişliğini anlayabileceklerini düşünmüşlerdir. Buna göre, kadının evde (karşılık almadan) yaptığı bütün işler, kocanın daha az ücret almasını ve ailesini bununla geçindirmesini, işverenin de daha çok kar etmesini sağlamaktadır. Ev içi/karşılıksız kadın emeği; görünmeyen, doğallaşmış, miktarı belirlenemeyen, nesneleşmemiş ve piyasa değeri bulunamayan emektir ve ekonomi dışı görülür.

Ücretli çalışmanın ise, kadının aile ve toplum içindeki konumunu yükseltici bir güç kazandıracağı görüşü hakimdir. Ücretli çalışma ve bunun sonucu elde edecekleri gelir; kadınların özgüvenlerini artırarak, başkalarına bağlı ve bağımlı olma durumlarını hafifleterek, yoksulluklarını gidererek onları güçlendirir.

Bir diğer yaklaşım ise kadınların –ücretli de olsa- ev dışında bir işte çalışmalarının çifte sömürüden başka bir getirisi olmayacağı yönündedir. Ücretli çalışma; olumsuz çalışma koşulları, karşılaşılacak ayrımcı muameleler ve evle birlikte işyerinde de çalışmaktan kaynaklanan iş yükü getirecektir. Kadın ücretli emeğinin, emek piyasasında erkek ücretli emeğinden farklılaşma şekillerini ise şöyle sıralayabiliriz: Kadınların emek piyasasına daha az katılması (istihdam oranı düşüktür); yatay ayrışma, yani kadınların ve erkeklerin yoğunlaştıkları sektörlerin farklı olması; dikey ayrışma, yani kadınların erkeklerle birlikte çalışmakta oldukları iş yerlerinde, statüsü düşük işlerde, alt katmanlarda yoğunlaşması; kadınların ücretlerinin erkeklerinkinden düşük olması; kadınların enformel sektörlerde ve kısmi zamanlı işlerde çalışma sıklıklarının erkeklerden yüksek olmasıdır.

Tüm bu sorunları nasıl çözebiliriz? Medeni kanun ve ceza yasasında düzenlemeler yapılabilir. Kız çocukları ve kadınların eğitimine yönelik kamu ve sivil toplum politika ve projeleri geliştirilebilir. Cinsiyet kotaları koyarak, kadınların siyasete katılımları daha da artırılabilir. Kadın hareketi ve hak temelli aktivizm gibi örgütlenmeler çoğaltılabilir. Kadın istihdamı politikası, kreş vs. gibi çalışmalar yapılarak, istihdama katılım artırılabilir. Ev içindeki iş bölümü eşitlikçi doğrultuda tekrar gözden geçirilebilir” şeklinde konuştu.

 

 

 

6.01.2024 00:00:00
1